Nasıl Çalışıyorum?

Çalışma yaklaşımım; ağrıyı sadece bir semptom olarak değil, insanın biyolojik, psikolojik ve sosyal yönlerinin bir yansıması olarak değerlendiren biyopsikososyal model üzerine kuruludur. Bu bakış açısıyla, yalnızca doku odaklı değil, bireyin yaşam deneyimini, inançlarını ve beklentilerini merkeze alarak değerlendirme yaparım.

​

Louis Gifford gibi klinisyenlerden ilham alarak, ağrıyı anlamaya çalışırken sadece "neyin bozulduğuna" değil, "neden böyle hissedildiğine" de odaklanırım. Çünkü kas-iskelet sistemine dair şikâyetler çoğu zaman yalnızca bir yaralanmanın değil; yüklenme biçiminin, stresin, korkuların ve hareketle kurulan ilişkinin de bir sonucudur.

​

Manuel terapi, egzersiz ve sinirbilim, benim için birer araçtır. Bunları bilimsel verilerle harmanlayarak, kişinin hem fiziksel hem psikolojik dayanıklılığını artırmayı hedeflerim. Ancak hiçbir zaman “tek bir yöntemle” iyileşmenin mümkün olmadığını bilirim. Bu nedenle her danışanımı, klinik bilgi kadar empatiyle de dinlerim.

​

Danışmanlık sürecinde birlikte anlamlandırır, birlikte plan yaparız. Kararımda kanıta dayalı bilgi kadar, kişinin kendi deneyimlerini ve değerlerini de dikkate alırım. Çünkü iyi bir fizyoterapi sadece uygulanan tekniklerden değil, kurulan güven ilişkisinden doğar.